🦎 Kamer Suresi 49 Ayet Meali

54 Sure. Kamer Suresi 49. Ayet Meali, Kamer 49, 54:49. Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık. 05Eki.2017 - “Fitne, insan öldürmekten bile daha büyük bir kötülüktür.” Bakara Suresi 217. Ayet Meali 48 ayet. →. يَوْمَ يُسْحَبُونَ فِي النَّارِ عَلَىٰ وُجُوهِهِمْ ذُوقُوا مَسَّ سَقَرَ. Yevme yushabune fin nari ala vucuhihim zuku messe sekar. Kelime Meali Sayfada Göster. Diğer ayetlerdeki anlamını görmek için kelime köküne tıklayın. Kelime. Okunuşu. DiyanetVakfı Meali: Kamer Suresi 49. Ayet Meali, Kamer 49, 54:49 Biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık. O5jmH. TEFSİR 49. âyette geçen قَدَر kader kelimesine iki farklı mâna vermek mümkündür Birincisi; ölçü, düzen ve âhenk Allah Teâlâ tüm kâinatı ve varlıkları hikmetin gereklerine uygun bir şekilde, sağlam, şaşmaz ve dakik ölçülere göre, belli bir düzen, denge ve âhenk içinde yaratmıştır. Bugün varlıkların yapıları, özellikleri ve birbiriyle olan münâsebetleri ile alakalı yapılan bilimsel incelemeler, kâinattaki bu şaşmaz ölçü, nizam ve ahengi gözler önüne sermektedir. Akıllara hayranlık veren bir nizam ve bunlardaki çok ince ölçülere göre cereyan eden yaratılış gerçeği, Allah Teâlâ’nın sonsuz kudret, ilim ve hikmetini haykırmaktadır. Üstelik bunları yaratmak Allah Teâlâ için hiç de güçlük doğurmamaktadır. Sadece “Ol!”, demekte ve gözün süratle bir bakışı, bir kıpırdanışı kadar kısa bir zamanda dilediği her şey olmaktadır. Ziyâ Paşa şöyle der “Almış yükünü şöyle ki seyrinde halelsiz Bir zerre dahî kaldıramaz merkeb-i âlem.” “Kâinat dediğimiz şu taşıt, adamakıllı yükünü almış ve hiçbir falso, hiçbir duraklama yapmadan yürüyüp gidiyor. O kadar hesaplı doldurulmuş ve öyle ustaca istif edilmiş ki, bir zerre ilâve edeyim deseniz çekemez, kaldıramaz. Yüce Allah her şeyi yerli yerinde ve ölçülü yaratmıştır.” İkincisi; Allah Teâlâ her şeyi bir kader ile yaratmıştır. Her şeyin, meydana gelmeden önce ezelde, Allah’ın ilminde takdir edilen bir kaderi, yani ilmî bir değeri vardır ki, kazasının cereyanı yani fiilen yaratılışı, o kadere göre meydana gelir. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur “İster kıtlık, kuraklık, deprem gibi yeryüzünde meydana gelen bir musîbet olsun, ister hastalık, açlık, ölüm gibi kendi canlarınızda, onu daha biz yaratmadan önce o bir kitapta yazılıdır. Şüphesiz bu, Allah’a göre pek kolaydır.” Hadîd 27/22 Resûlullah bir inanç esası olarak “kader” hakkında şöyle buyurmaktadır “İman; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere, hayrın da şerrin de Allah’tan olduğuna iman etmendir.” Müslim, İman 1, 5; Tirmizî, İman 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16 “Bir kimse şu dert şeye inanmadıkça mü’min sayılmaz Allah’ın varlığına, birliğine ve ortağı olmadığına. Benim Allah’ın rasûlü olduğuma ve beni hak peygamber gönderdiğine. Öldükten sonra dirilmeye. Kadere, hayrın da şerrin de Allah’tan olduğuna.” Tirmizî, Kader 10; İbn Mâce, Mukaddime 10 İslâm’ın kader anlayışını izah açısından İbn Abbas naklettiği şu nebevî düstûr ne kadar mühimdir “Bir gün Peygamber terkisinde bulunuyordum. Bana Yavrucuğum, sana bazı kaideler öğreteyim» dedi ve şöyle buyurdu Allah’ın buyruklarını gözet ki, Allah da seni gözetip korusun. Allah’ın rızâsını her işte önde tut, Allah’ı önünde bulursun. Bir şey isteyeceksen Allah’tan iste. Yardım dileyeceksen Allah’tan dile! Bil ki, bütün bir ümmet toplanıp sana fayda temin etmeye çalışsalar, ancak Allah’ın senin için takdir ettiği faydayı temin edebilirler. Yine eğer bütün ümmet, sana zarar vermeye kalksalar, ancak Allah’ın senin hakkında takdir ettiği zararı verebilirler. Çünkü artık kaderi yazan kalem yazmaz olmuş, yazıları değişmeyecek şekilde kesinleşmiştir.»” Tirmizî, Kıyâmet 59 Bütün bunlardan çıkarılması gereken sonuç şudur ki, hiç kimse Allah Teâlâ’yı istediği gibi yönlendiremez ve bir işi yapmaya mecbur tutamaz. Buna göre suçlu, kendi keyif ve iradesine göre suçun mâhiyet ve kaderini değiştiremez. Kaderde sonucu bedbahtlık, mesuliyet ve mahkûmiyet ile cehenneme götürmek olan suç ve günahı, sevap ve mutluluk vesilesi yapamaz. Bu sebepledir ki suçlular suçlu olduklarından dolayı sapıklık ve azap içinde olacaklardır. Şunu da belirtelim ki, İslâm’ın kader anlayışı, kulun cüz’î iradesine zıt da değildir. Çünkü ihtiyârî fiilerin meydana gelmesi için cüz’î irade dahi kaderin içinde yer almaktadır. Önceden yazılan kaderin kaza ile cereyan etmesine gelince, herhangi bir şeyi yaratmak için Allah Teâlâ’nın verdiği emir, başka değil, ancak birdir. Bir kelimeden veya bir bakıştan ibarettir. Gözle bir bakış gibi, gözle seri bir bakış ânı, yani bir şuur ânı gibi ki, “Allah, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece Ol!» der; o da hemen oluverir” Yâsin 36/82 buyrulduğu üzere bir “Kün!” emrinden ibarettir. Hakikatte tam sebep, bu “Kün!” emridir. Sebep meydana gelince, yani “Kün!” emri vuku bulunca, sebebin sonucu da hemen oluverir ki bu da yaratmadır. Onun için “O cemiyetler nasıl bozulacak, o kıyâmet nasıl vuku bulacak, suçlular o takdire nasıl sürüklenecek?” diye tereddüde mahal de yoktur. Allah “Ol!” deyince hepsi olur. Allah’ın emrine karşı gelen, peygamberleri yalanlayan, böylece ilâhî kahra uğrayan mü’minler şunu bilsinler ki dünyada helak edilmekle iş bitmemektedirKaynak Ömer Çelik Tefsiri Kamer Süresi 1. Ayet Tefsiri اِقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ وَانْشَقَّ الْقَمَرُ ﴿١﴾ وَاِنْ يَرَوْا اٰيَةً يُعْرِضُوا وَيَقُولُوا سِحْرٌ مُسْتَمِرٌّ ﴿٢﴾ 1 Kıyâmet yaklaştı ve ay yarıldı. 2 Fakat müşrikler ne zaman bir mûcize görseler sırtlarını döner ve “Bu, öteden beri süregelen kuvvetli bir büyüdür” derler. TEFSİR Müşriklerin mûcize talebi üzerine mehtaplı bir gecede Allah Resûlü Rabbine dua etmiş, ay ikiye bölünmüş ve bu mûcize her taraftan görülmüştü. Ay ikiye ayrıldığında bir parçası Ebû Kubeys dağı tarafında, diğer parçası Kuaykıân dağı tarafında müşâhede edildi. Müşrikler, bizzat gördükleri bu apaçık mûcizeye rağmen yine de imana gelmekten kaçındılar. Hattâ Ebû Cehil “Bu bir sihirdir!” diye­rek bu mûcizeyi de inkâr etti. Yine bu hârikulâde olayı müşâhede eden müşrikler, Efendimiz için “Bizi büyüledi, ama herkesi büyüleyemez!” dediler. Bunun üzerine, Mekke dışındaki uzak yerlerden gelen kervanlara da böyle bir hâdise görüp görmediklerini sordular. Onlar da ayın yarıldığını gördüklerini bildirdiler. Bu hâdisenin ardından bu âyet-i kerîmeler nâzil oldu. bk. Tirmizî, Tefsir 54/3286; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 38; Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 418 Efendimiz bir mûcizesi olarak ayın yarılması ve tekrar eski haline gelmesi gayet tabii karşılanacak bir durumdur. Dolayısıyla âyet-i kerîmenin bu mühim hâdiseye işaret ettiği ve bunun kıyâmetin yaklaştığını gösteren önemli bir alamet olduğu anlaşılmaktadır. Bununla beraber, Kur’ân-ı Kerîm’in kıyâmet ve sonrası hâdiselerden çoğunlukla “olmuş bitmiş” anlamında mazi sigasıyla bahsettiği bir gerçektir. Bu üslup, kâfirlerin inkâr ettiği bu hakîkatlerin doğruluğunu ve mutlaka meydana geleceğini göstermesi açısından önem arz etmektedir. Dolayısıyla burada da, bir taraftan “şakk-ı kamer ayın yarılması” mûcizesine işaret edilirken, bir taraftan da kıyâmetin kopuşu esnâsında ayın başına gelecek hallerden de bahsedildiğinde şüphe yoktur. Allah Resûlü gelişiyle âhir zaman başlamış, onunla birlikte vuku bulan tüm olaylar kıyâmetin alameti sayılmış, kıyâmet iyice yaklaşmış ve artık kâinat kıyâmetin kopuş sürecine girmiştir. Nitekim Resûlullah ashâbına kıyâmetin ne kadar yakın olduğunu anlatmak için şehâdet parmağıyla orta parmağını göstererek şöyle buyurdu “Benimle kıyâmetin arası, şu iki parmağım arası kadar yaklaştığı zamanda ben peygamber olarak gönderildim.” Buhârî, Rikâk 39; Müslim, Cuma 43 Bir defasında da Resûl-i Ekrem ashâbına dünyanın ömrünün iyice azaldığını ve sayılı günleri kaldığını anlatmak için batmakta olan güneşi gösterdi ve şöyle buyurdu “Bugünün geçen saatlerine göre kalan saatleri ne kadar kısa ise, dünyanın geçen ömrüne göre kalan ömrü de o kadar kısadır.” Tirmizî, Fiten 26; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 133 Buna rağmenKaynak Ömer Çelik Tefsiri ❬ Önceki Sonraki ❭ Your browser doesn’t support HTML5 audio إِنَّا كُلَّ شَىْءٍ خَلَقْنَٰهُ بِقَدَرٍ İnnâ kulle şey’in halaknâhu bi kaderkaderin. Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık. Türkçesi Kökü Arapçası elbette biz إِنَّا her ك ل ل كُلَّ şeyi ش ي ا شَيْءٍ yarattık خ ل ق خَلَقْنَاهُ bir kadere göre ق د ر بِقَدَرٍ Diyanet İşleri Başkanlığı Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık. Diyanet Vakfı Biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Haberiniz olsun ki, Biz her şeyi bir kaderle yaratmışızdır. Elmalılı Hamdi Yazır Haberiniz olsun ki, biz her şeyi bir kadere göre yarattık. Ali Fikri Yavuz Gerçekten biz, her şeyi hikmetimiz icabı bir kaderle yaratmışızdır. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Haberiniz olsun ki biz her şey´i bir kaderle yaratmışızdır Fizilal-il Kuran Biz her şeyi belirli bir plan uyarınca yarattık. Hasan Basri Çantay Şübhesiz ki biz herşey´i bir takdîr ile yaratdık. İbni Kesir Muhakkak ki Biz, her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır. Ömer Nasuhi Bilmen 48-49 O günde ki, yüzleri üzerine o ateş içinde sürükleneceklerdir. Ve kendilerine Tadın cehennemin dokunuşunu!» denilecektir. Muhakkak ki, Biz her şeyi bir kader muayyen bir ölçü ile yarattık. Tefhim-ul Kuran Hiç şüphesiz, biz her şeyi bir kader ile yarattık. Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. İnnâ kulle şey-in ḣaleknâhu bikaderinŞüphe yok ki biz; her şeyi, bilgimizde mukadder olduğu gibi ve zamanında yarattık. Hiç şüphesiz, Biz her şeyi bir kadere nezdimizde bulunan bir düzene, bir ezeli projeye göre hassas bir ölçü ve miktar içinde yaratıverdik. [Not Elbette Cenab-ı Hakkın, hücrelerden gezegenlere, enerjiden elektromanyetik sistemlere kadar “Her şeyi bir KADER ölçü, miktar, formül, prensip v... Devamı..Şüphesiz biz herşeyi belli bir ölçüye, düzene ve plana göre her şeyi bir ölçü, bir plân, bir nizam içinde, bolca, kolay elde edilebilecek şekilde, güçlü-kuvvetli, saygıya layık olarak Kur’an-ı Kerim, 25/2; 87/ biz her şeyi bir ölçüyle [3] "Bir kaderle."Hiç şüphesiz, biz her şeyi bir kader ile biz, her şeyi hikmetimiz icabı bir kaderle her şeyi bir kader ile biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık.[598][598] Yaratılışta kader/ölçü hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XVIII, her şeyi bir ölçüyle yarattıkGerçekten biz, her şeyi bir yasaya göre ölçü ve dengede 25/2, 55/7, 87/3Ayette geçen “kader” sözcüğü “ölçü ve denge” anlamındadır. Yani “evrendeki herşey Allah’ın koyduğu mükemmel ve kusursuz yasalara... Devamı..Biz her şeyi bir nisbet dâhilinde halk Biz her şeyi bir ölçüye göre biz, her şeyi bir ölçü ve dengede her şeyi bir ölçüye göre her şeyi belli bir ölçüyle olsun ki, biz her şeyi bir kadere göre olsun ki biz her şey'i bir kaderle yaratmışızdırBiz, her şeyi bir yasayla Evren, Bizim koyduğumuz yasalara göre varlığını sürdürmektedir. Şübhesiz ki biz herşey'i bir takdîr ile ki biz, herşeyi Levh-i Mahfûz'da yazılmış bir kadere göre her şeyi bir ölçü ile Biz her yarattığımızı ölçüyle muhakkak ki biz her şeyi mazbut bir ölçüyle [⁷] yarattık.[7] Yaratmak hususunda iktiza eden hizmet-i Rabbaniye'ye ki Biz her şeyi bir ölçüye göre [kader] Krş. Hicr, 15/21; Furkân, 25/2; A’lâ, 87/1-3Hiç şüphesiz biz her şeyi bir ölçü ile şu ki, Biz her şeyi mükemmel bir sistem çerçevesinde, şaşmaz bir ölçüye göre her şeyi bir kader / ölçü ile her nesneyi bir ölçüye göre biz her şeyi bir ölçüye, bir yasaya kadere göre dengeli yarattık. Kim yasamıza karşı çıkarsa karşılığını bulur. Onlar yasalarımızı çiğnediler. Uydurdukları yasalarla doğaya, hayvanlara, insanlara zarar verdiler. Böyle yaparak kurtulacaklarını mı sanıyorlar? Andolsun ki yasalarımızı çiğneyen her insanı, her toplumu mutlaka cezalandıracağız. İnsanlar yasalarımızın üzerine yasa koyamazlar. Kim kendi yasalarını bizim yasalarımızdan üstün görüyorsa onu cehenneme atarız. İnkâr edenler yeryüzünde yasalarımı çiğneyerek bozgunculuk yaparlar. Koyduğumuz yasaların dengesini bozmaya çalışırlar. Yarattığımız varlıklara verdiğimiz hakları çalarlar. Biz de onları yakalayıp ateşe atarız. Şüphesiz ki biz her şeyi bir ölçüyle yarattık. [*]Benzer mesaj Rahmân 557. [Kader] kelimesiyle verilmek istenen mesaj, yaygın kanaate göre “alın yazısı” şeklinde yorumlansa da amaç, Yüce Allah’ın ev... Devamı..Şüphesiz Biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık. ¹1 Çünkü biz her şeyi bir takdir ile yarattık. Her şeyin meydana gelmesinden önce ezelde ilm-i ilâhîde takdir olunan bir kaderi, yani ilmî bir haysiyet... Devamı..BAKIN, Biz her şeyi gerekli ölçü ve nisbette yarattık;Şüphesiz biz her şeyi bir kader/ölçü ve düzen dâhilinde yarattık. 15/21, 55/1…16ŞÜPHE yok ki Biz, her şeyi bir ölçüyle yaratmışızdır.[⁴⁸²⁹][4829] Yani “ölçüyle”. İradeye bağlı eylemlerin gerçekleşmesinde iradeyi kullanmak da ki, Biz her şeyi bir kader muayyen bir ölçü ile ki Biz her şeyi bir kaderle, bir ölçü ile yarattık. [25, 2; 87, 1-3]Biz her şeyi bir kadere bir düzene, ölçüye, plana göre yarattığımız her şeyi bir ölçüye göre her şeyi bir ölçüye göre herşeyi bir kaderle bir gerçek ki, biz her şeyi bir ölçüye göre/bir kaderle biz her nesneyi yarattuķ anı her nesneyi ḥikmet‐ile ki, Biz hər şeyi müəyyən ölçüdə lazım olduğu qədər We have created every thing by all things have We created in proportion and measure.51635163 Allah's Creation is not haphazard. Everything goes by law, proportion, and measure. Everything has its appointed time, place, and occasion, as al... Devamı.. Kamer Süresi 55 Ayettir ve Kur’an da 54. Sıradaki SüredirKamer Süresi 1. Ayet Kıyamet saati yaklaştır. Ay da yarıldıKamer Süresi 2. Ayet İnkar edenler eğer mucizevi bir işaret görseler hemen ondan yüz çevirir ve Hep aynı sihirdir’ Süresi 3. Ayet Bunlar, Allah’ın ayetlerini yalanladı ve keyfi arzularına / hevalarına uydular. Oysa olması gereken şey olacaktırKamer Süresi 4. Ayet Andolsun ki onlara kötülüklerden uzaklaştıracak mesajlar içeren nice haberler geldiKamer Süresi 5. Ayet En üstün seviyede ve yeterli bir hikmettir o, uyarılar ise fayda vermiyorKamer Süresi 6. Ayet O halde onlardan yüz çevir. O çağırıcının bilinmedik bir şeye çağıracağı o gündeKamer Süresi 7. Ayet Gözlerinden zilletleri okunarak, darmadağın çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlarKamer Süresi 8. Ayet O çağırıcıya doğru süratle koşacaklardır. O kafirler Bugün çok zorlu bir gündür diyeceklerKamer Süresi 9. Ayet Kendilerinden önce Nuh’un kavmi de yalanlamıştı. Evet kulumuzu yalanladılar ve O bir mecnundur’ dedilerKamer Süresi 10. Ayet Nuh’u yıldırdılar. O da Rabb’im ! Ben mağlup edildim, bana yardım et’ diye Bize dua Süresi 11. Ayet Biz de bunun üzerine bardaktan boşanırcasına yağan yağmur ile göğün kapılarını açtıkKamer Süresi 12. Ayet Arzın her tarafından kaynaklar fışkırttık ve takdir edilen plana göre göğün ve yerin suları birleştiKamer Süresi 13. Ayet Nuh’u, tahtalar ve çivilerle inşa edilmiş gemiye Süresi 14. Ayet İnkar olunan Peygamber’e bir mükafat olmak üzere nezaretimiz altında yüksek dalgalar arasında yüzüp Süresi 15. Ayet Biz o gemiyi bir ibret olarak bıraktık, şimdi ondan ibret alan var mıdır?Kamer Süresi 16. Ayet Onlar benim azabım ve uyarılarım nasılmış gördüler!Kamer Süresi 17. Ayet Andolsun ki Biz, öğüt alınsın diye Kur’an’ı kolaylaştırdık; hiç düşünüp de öğüt alan var mı?Kamer Süresi 18. Ayet Ad kavmi de uyarıları yalanlamıştı; azabımın ve uyarımın nasıl olduğunu onlar da Süresi 19. Ayet Üzerlerine, uğursuz, hiç bitmeyecekmiş gibi gelen bir günde kesintisiz esen, soğuk ve şiddetli bir fırtına gönderdikKamer Süresi 20. Ayet Sanki içi boş kütüklermiş gibi onları yerlerinden söküp ordan oraya savuruyorduKamer Süresi 21. Ayet Benim azabım ve uyarılarım nasılmış, Süresi 22. Ayet Andolsun ki Biz, öğüt alınsın diye Kur’an’ı kolaylaştırdık; hiç düşünüp de öğüt alan var mı?Kamer Süresi 23. Ayet Semud kavmi de uyarıları yalanlamış ve şöyle demiştiKamer Süresi 24. Ayet Biz, içimizden bir adama mı uyacakmışız? O zaman biz, kesinlikle sapkınlık ve çılgınlık etmiş oluruzKamer Süresi 25. Ayet Öğüt verme görevi / vahiy aramızdan ona mı düşüş? Hayır, küstah bir yalancıdır o ! Kamer Süresi 26. Ayet Onlar, yarın kimin küstah bir yalancı olduğunu Süresi 27. Ayet Bir imtihan vasıtası olarak onlara deveyi gönderen de kuşkusuz Biz idik. Öyleyse Ey Salih, onların akıbetini gözet ve Süresi 28. Ayet Onlara suyun deve ile kendi aralarında teksim edildiğini ve her içimin nöbetleşe olduğunu da haber verKamer Süresi 29. Ayet Bu haber üzerine dokuz kişilik bir çete arkadaşlarını çağırdılar ve aralarında fikir alış-verişi yapıp deveyi Süresi 30. Ayet Tabii ki azabımın ve uyarılarımın ne demek olduğunu da gördüler!Kamer Süresi 31. Ayet Onlara korkunç bir sayha gönderdik de ağıldaki çiğnenip ufalanmış ata Süresi 32. Ayet Andolsun ki Biz, öğüt alınsın diye Kur’an’ı kolaylaştırdık; hiç düşünüp de öğüt alan var mı ki?Kamer Süresi 33. Ayet Lut’un kavmi de uyarılarımızı Süresi 34. Ayet Biz de Lut’un ailesi hariç, onların üzerlerine taşlar savuran bir kasırga gönderdik. Onları tarafımızdan bir nimetle seher vakti bölgeden çıkarıp kurtardık;Kamer Süresi 35. Ayet Biz, şükredenleri işte böyle Süresi 36. Ayet Andolsun ki Lut, onları uyarmış; azaba çarptırmamızın çetin olacağını kendilerine haber vermişti. Fakat onlar uyarılarımızı dikkate almayıp şüphe ile Süresi 37. Ayet Onlar pis emellerine alet etmek için Lut’tan misafirlerini istediler. Biz de onların gözlerini silme kör ettik. Şimdilik, azabımı ve uyarımı dinlememenin cezasını tadın dedik. de öğüt alan var mı ki ?Kamer Süresi 38. Ayet Azabımız, bir daha kalkmamak üzere sabah erkenden üzerlerine Süresi 39. Ayet Şimdilik. azabımı ve uyarılarımı dinlememenin cezasını tadın Süresi 40. Ayet Andolsun ki Biz öğüt alınsın diye Kur’an’ı kolaylaştırdık; hiç. düşünüpKamer Süresi 41. Ayet Uyarılarımız Firavun ailesine de Süresi 42. Ayet Onlar mucizelerimizin tamamını yalanladılar. Güçlü ve muktedir bir kişi düşmanını nasıl yakalayıp cezalandırırsa, Biz de onları işte öyle elimize alıp cezalandırdıkKamer Süresi 43. Ayet Sizin kafirleriniz, önceki kafirlerden daha mı hayırlıdır? Yoksa ilahi kitaplarda sizin berat ettiğiniz mi yazılmıştır?Kamer Süresi 44. Ayet Yoksa onlar, biz yenilmez bir topluluğuz mu diyorlar?Kamer Süresi 45. Ayet Bu topluluk da yakında hezimete uğratılacak ve arkalarını dönüp Süresi 46. Ayet Onlara vaat edilen zaman kıyametin kopma anıdır. O an ne korkunç, ne acı verici bir Süresi 47. Ayet Kuşkusuz suçlular bir sapkınlık ve çılgınlık Süresi 48. Ayet Yüz üstü cehenneme sürüklendikleri gün onlara Tadın çılgın alevlerin sizi okyaşıyışını’ denirKamer Süresi 49. Ayet Kuşkusuz, Biz her şeyi bir ölçü, hesap ve plan dahilinde Süresi 50. Ayet Bizim işimizin yerine gelmesi için bir an kafidir. Aynen göz açıp kapamak Süresi 51. Ayet Sizin gibi nice toplulukları helak ettik; hiç düşünüp de ders alan oldu mu?!Kamer Süresi 52. Ayet Onların yaptıkları her şey kitaplarda kayıtlıdır,Kamer Süresi 53. Ayet Küçük büyük denilmeyip hepsi Süresi 54. Ayet Kuşkusuz Allah’a karşı gelmekten titizlikle sakınan müminler cennetlerde, nehirlerin kıyılarındaKamer Süresi 55. Ayet Güçlü bir Hükümdarın katında, doğruluk makamında olacaklardır.

kamer suresi 49 ayet meali