🎑 Kuran Okurken Aglamak Ne Anlama Gelir
Rüyada Kuran okumak, üzüntü ve kederden kurtulunacağı anlamını taşır. Alimler rüyada Kur'an-ı Kerim okumayı farklı şekillerde yorumlamışlardır. Rüyada Kuran görmek, güzel şekilde yorumlanır. Mutluluk anlamı taşıyan bu rüya rüya sahibine mutluluk getirir. Rüyada Kuranı Kerim okumak, rğya tabircileri tarafından
CUMANE ANLAMA GELİR? CUMA GÜNÜ ÇALIŞMAK DOĞRU MUDUR? Cuma; cem olmak, toplanmak mânalarına gelir. Cuma günü, Müslümanlar için çok önemli bir gündür.
Rüyada sesli ağlamak ne anlama gelir? Rüyada sesli ağlamak, sorunlu bir işe girmeye ve sıkıntı çekmeye işaret eder. Rüyayı gören kişinin, iş yerinde hatalı bir adımdan ötürü
Rüyada Ağladığını görmek, Allah’tan korkmaya, rahmetin inmesine, muhtaç olan kimseler için yağmur yağmasına delalet eder. Tam tersi olarak sevineceğinizin işaretidir. Yüksek sesle ve üstünü başını yırtarak ağlamak , rüya sahibinin uyanıkken de ağlamasına. Sessizce ağlamak yağmur ve berekete, rahmete ve Allah
Yaşamınherhangi bir döneminde rüyada adak kurban kesmek ise verilen sözlerin tutulmasını hatırlatır. Eğer yakın zamanlarda birine söz verdiyseniz, size bu rüya ufak bir uyarıdır. Adak kurbanı kesmeyi gören kişiler, çevresini mutlu etmeye ve sözlerini tutmaya hazır hale gelmiştir denilebilir. Hayırlı bir manası olan
Makam Çeşitleri (Kuran-ı Kerim) Hem kolay hem de zor bir makamdır. Derin bir deniz gibi sessiz ve sakindir. Huşu vermesi ve ruhaniyet temel karakteridir. Okuyuşa onunla başlanır onunla bitirilir. Kalbi celbeden yakalayan bir makamdır. insanı Allah ın ayetlerinin manası ve apaçık kanıtlar üzerinde derin düşünmeye sevkeder.
Rüyadakuran okurken gülmek onun sayesinde kolaylık elde edeceğine, hayırlı olacak ve mutluluk getirecek izdivaca yorulmaktadır.. Rüyada kuran okurken ağlamak önceliklerin ve ayrıcalıkların hükmedeceğine, elinde kalan bazı şeylerden ötürü sorunlu bir durum yaşayacağına, işyerinde kendisini çekemeyen kişilere bir konuda galip geleceğine işarettir.
SONRAKİ 1 2. angi ay’da doğdun? doğduğun ayın kuşu ne söylüyor. Doğruğunuz aya göre yaşantınız hakkında önemli bilgiler öğreneceksiniz Bakalım sizin doğum günü kuşu sizin hakkınızda ne söylüyor Gorsele dokunarak diğer sayfada detayları okuyunuz Doğduğunuz Ayın Kuşu Ne Anlama Gelir-. Bilgi: Klavye yön
Kabede Kuran okurken. Kabede Kuran okumak. Kabe imami Seyh Mahir taklidi. Umre 2017. Rüyada diş dökülmesi ne anlama gelir Rüyada dişlerinin dökülmesi
Rüyadasevdiğin biri için ağlamak tabiri Rüyada sevdiğin biri için ağlamak hastalıklarını yenmeyi başaracağına, kişinin afiyette olacağına, girdiği her işte etrafındaki kişilere de kazanç sağlay
Bazen gün içerisinde yaşadığımı şeylerden bazen de hayatta yaşanacak olaylarla ilgili mesajlar içeren rüyalar görülür. Görülen rüyalardan en çok merak edilen rüyada ağlamak genelde keder olarak yorumlanır. Kimi yorumculara göre de hıçkıra hıçkıra ağlayan kişi tam tersinin gerçekleşeceği şeklinde yorumlar.
RüyadaKur'an'i Kerim üzerine yazi yazdigini gören kimse. Kur'an'i kendi görüsüyle tefsir eder. Hafiz olmayan bir kimse Kur'an'i ezberledigini görse, mülke nail olur. Kur'an dinledigini gören kimsenin devlet ve saltanati kuvvetli ve güzel bir sonuca erisir. Rüyada yerini bilmedigi bir ayet okudugunu veya okudugu yeri bilmedigini
b431n. Kur'an'ı okurken ağlamak müstehabdır. Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur Kur'ân okuyunuz ve ağlayınız. Eğer ağlayamıyorsanız, ağlar gibi Kur'an'ı duygulanarak okumayan bizden Salih el-Merrî şöyle anlatır Rüyamda Hz. Peygamber'in yanında Kur'ân okudum. Dedi ki 'Ey Sâlih! Bu okumaktır! Bu okumaktır. Fakat ağlamak nerede?' İbn Abbas şöyle buyurmuştur 'Sübhan sûresinin secde ayetini okuduğunuz zaman, sakın ağlamadan önce tilâvet secdesine varmayın. Eğer herhangi birinizin gözü damlamazsa bile mutlaka kalbi ağlasın'. Zorla ağlamanın yolu şöyledir Kalbinde üzüntüyü hâzır bulunduracaktır. Üzüntüden ise, ağlamak neş'et eder. Nitekim Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur Kur'ân hüzün ile nâzil olmuştur. O halde Kur'an'ı okuduğunuz zaman, mahzun Hüznün kalbe gelmesinin yolu şöyledir Kur'an'daki tehdid, vaîd, sözler ve ahidler inceden inceye düşünülmelidir. Sonra Allah'ın emir ve yasaklarına karşı, kusurlu olduğunu hatırlamalıdır. Böylece şübhesiz insan mahzûn olup saf kalplerin sahiplerinde belirdiği gibi böyle bir kişiye hüzün ve ağlamak gelmezse, o zaman hüzün ve ağlama olmadığı için ağlamalıdır. Zira Kur'ân'dan ibret alıp mahzun olarak ağlamayan bir kimsenin musibetinden daha büyük bir musibet yoktur. 18 Ebû Dâvûd, Nesâî ve Tirmizî 19 İbn Mâce, Sa'd b. Ebî Vakkas'dan 20 Buharî, Ebû Hüreyre'den 21 Ebû Yala ve Ebû Nuaym, İbn Ömer'den zayıf bir senedle Anket
Modern zamanlarda Ümmet’in yaşadığı savrulmanın Kur’an üzerinden gerçekleşmesi ibretlik bir durumdur. Ümmet’e “hayra ümmetin” vasfını veren Kur’an’ın, aynı Ümmet’in yabancılaşmasına aracı kılınması, başkaları tarafından değil, kendini ona nisbet edenler tarafından gerçekleştirilen bir operasyon… Benim yıllar evvel bir tv programında “Kur’an okuma adabı” çerçevesinde söylediğim bazı sözler, anlama özürlüsü bir kısım çevreler tarafından “Ağlama Duvarı” nitelemesi eşliğinde servis ediliyor. Sanki “Kur’an sadece ağlamak için okunur. Ağlamayan da riyakârlık yaparak başkalarına ağlar gibi görünmelidir” demişim gibi videonun altına saçma sapan yorumlar yazılmış. Kur’an okurken ağlamayı putlaşmış nefislerine yediremeyenlerden, bizzat Efendimiz Kur’an okunduğunda ağladığı[1]Bkz. el-Buhârî, “Fedâilu’l-Kur’ân”, 32; Müslim, “Müsâfirûn”, 247… hakikatini anlamalarını beklemiyorum elbette. Ama benim dahi ne söylediğimi anlama yeteneğinden yoksun insanlar Allah Teala’nın ne dediğini “anladığını” nasıl iddia edebiliyor; işte burayı anlamıyorum..Ama biraz gayret etseler en azından şu kadarını anlayabilirler Kur’an entelektüel bir bilgi nesnesi değildir. Hukukçuların üzerinde kuru formel tartışmalar yaptığı, “profesyonel Kur’an uzmanları”nın kendi heva ve hevesleri doğrultusunda bir o yana bir bu yana çekiştirdiği “ölü bir metin” değildir. O her şeyden önce “Kelam-ı İlahî”dir. Allah Teala’nın sözüdür. Dolayısıyla onu “okuma”nın kendine mahsus ahkâmı ve edebi vardır. Üzerine indirilecek olsa dağın bile Allah korkusundan boyun büküp parçalanacağı[2] 59/el-Haşr, 21. bir “kelam”ın bizi sarsmasından, titretip ürpertmesinden, ağlatmasından daha tabii ne olabilir? Kendisini “Hristiyan” olarak ifade eden, ancak Allah’ın ayetlerini dinlediğinde gözlerinden yaşlar akıtarak, “Ey Rabbimiz! İman ettik, artık bizi hakka şahit olanlar ile beraber yaz”[3] 5/el-Mâide, kadar dahi ağlamaktan nasipsiz kılınmış kimselerin Kur’an adına konuşması ne kadar abes, ne kadar eğretidir! Kur’an ayetlerine “muhtevalarına” bakarak değer verenleri, alış-veriş ahkâmını, miras meselelerini… düzenleyen ayetlerin, “bunlar dünyevî işlerle ilgilidir” diyerek namazda okunmasının caiz olmayacağını söylerken görmek doğrusu bizi şaşırtmaz. Kur’an’da geçen hadi dünyevî ahkâma ilişkin olanları geçtik ahiretteki dehşeti, azabı… anlatan ayetleri okuduğunuzda kalbiniz titremiyor, gözlerinizden gayri ihtiyari yaşlar boşanmıyorsa ürpermek, endişe etmek için yeterince sebebiniz var demektir… “De ki “Ona ister inanın, ister inanmayın. Şüphesiz, daha önce kendilerine ilim verilenler, Kur’an kendilerine okunduğunda derhal yüzüstü secdeye kapanırlar. “Rabbimizin şanı yücedir. Rabbimizin va’di mutlaka gerçekleşecektir” derler. Onlar ağlayarak yüzüstü yere kapanırlar. Kur’an onların huşuunu artırır.” [4]17/el-İsrâ, 107-9. 11 Mart 2015 – Vahdet Gazetesi
Kur’an… Allah’ın insanlara kıyamete kadar kendi varlığını hissettireceği yüce ve son mesajı, insanlığın kurtuluşu… Bu ilahi kelamı anlamak, Rabbimizle olan bağlantımızı kuvvetlendirmek, O’nun emrettiği gibi yaşamak istiyoruz. Bu noktada yapılan telkin ve çağrılar neticesinde Kur’an’ı anlamaya karar verdik. Bunun için önümüzde üç yol var 1- Sadece bir çeviriden ibaret olan MEALini okumak. 2- Ayetin ne için indiğini, ne beyan ettiğini, ne hüküm çıktığını, ayetler arası iritbatı, ihtilaf gibi görünenlerin çözümünü derinlemesine anlamak. 3- Ayetlerin anlamını ve hükümleri belli bir çaba ve gayretle çıkartmaya çalışmak. 1- Mealden Okuma Yapmak Mealden okuma yapıyorsak bunun sadece bir çeviri olduğunu her daim göz önünde bulundurmalıyız. Çünkü hiçbir dilin bir başka dile olan çevirisi o dilin edebiyatını, sanatını ve inceliklerini aktaramaz. Bir kaç örnek verelim… Her namazda okuduğumuz “elhamdülillah” ile başlayan ayete “Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur” meali verilir. Ayetin arapçasının başında bulunan “el” takısı bir kaç manaya gelmektedir a İhtisas-ı lâik yakışmak ve O’na mahsus olmak b Mülk aitlik cKudret ve İstila güç ve hakimiyet İhtisas-ı lâik manasında fazlu ihsanının çokluğu ve celalinin sonsuzluğu sebebiyle hamdin sadece Allah’u Teala’ya layık ve mahsus olduğu… Mülk manasında alınırsa Allahu Teala herşeyin yegane maliki olduğuna göre, kulların meşgul oldukları hamd’e de malik olması gerekir. Kudret ve İstlâ manasında Allah bu sıfatlara sahip olan, zatı gereği varlığı gerekli, kendinden olan, Onun dışındakilerin varlıkları ve yoklukları düşünebilen olur. Yani toplu şekilde Ham, ancak O’na layıktır; Ham, O’nun mülkü ve milki’dir, O her şey üzerine hükümran ve üstün/hakim’dir… “Lillahi” kelimesindeki “lam” harfi ise tahsis manası içerir. Hamd konusunda bu tahsis nasıl gerçekleşir? Hamd nasıl Allah’a aittir, sadece Allah içindir? Nasıl derin manalar içerir? İşte bütün bunlar tefsirlerde derya misali anlatılmaktadır. Şimdi elinize bir meal alın ve Fatır suresiyle En’am Suresinin ilk ayetlerini okuyun. İki ayette de şöyle bir ifade göreceksiniz. “Hamd, gökleri ve yeri yaratan” İki ayette “yarattı” manası verilen kelimelerin Arapçaları farklıdır. En’am Suresinde خَلَقَ “Haleka” Fatır suresinde ise “فَاطِرِ” “fâdir” Kelimesi geçtiği halde mealde ikisine de “yaratmak” karşılığı kullanılır. “Hamd, gökleri ve yeri yaratan” İki kelime de yaratma manasına geldiği halde orjinalinde farklı biçimde kullanılıyor. Çünkü manada ince farklılıklar var. Haleka Hiçbir örneği yokken yarattı, Yoktan var etti manasındadır Fatır Eşsiz bir şekilde yaratmıştır. Yani bir benzerinin yapılması imkansızdır, yapılamayacaktır. Her iki kelimenin de ayetin geneline kattığı bir ahenk vardır ama meal okumayı tercih edenler bundan asla haberdar olamayacaktır. Maide Suresi 103. ayette “Allah ne “Bahîre” ne “Sâibe”, ne “Vasîle” ne de “Hâm” diye bir şey meşru kılmamıştır. Fakat inkar edenler Allah’a karşı yalan uyduruyorlar. Zaten çoklarının aklı da ermez.” buyrulur. Bu ayette geçen kelimeler bahire, saibe, vesile, ham açıklanmaya muhtaç olup çeşitli görüşler bulunmaktadır. Dolayısıyla meal çeviri okuyanlar bunlar açıklanmadığı sürece ne okuduklarını bilmeyecektir. Bakara Suresi 115. ayette “Doğu da, Batı da tüm yeryüzü Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allâh’ın vechi; yönelmenizi emrettiği cihet işte oradadır. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.” buyruluyor. Sadece bu ayetin mealini okuyup istediği yöne doğru namaz kılan bir Müslüman hata etmiş olur. Çünkü başka bir ayette “Ey Muhammed! Biz senin çok defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu vahiy beklediğini görüyoruz. Merak etme elbette seni, hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. Bundan böyle, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Ey Müslümanlar! Siz de nerede olursanız olun, namazda hep o yöne dönün. Şüphesiz kendilerine kitap verilenler, bunun Rabblerinden gelen bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir.” Bakara 144 buyrulmakla namaz için sadece kıbleye yönelmek emredilmiştir. Kur’an bütünlüğüne hakim olamayan bir kişi meal okuyarak yanlış yargıya varabilir. Bakara Suresi 180. ayetinde geçen mü’minlerin servetlerinden bir kısmını anne-baba ve yakınlarına vasiyet etmelerinin farz oluşu Nisa Suresi 11 ve 12. ayetlerinde miras taksiminin kesinleşmesi ile kaldırılmış, artık yapılacak vasiyetler geçersiz sayılmıştır. Nesh olunan ayetler hakkında bilgisi olmayan bir meal okuru ayetler arasında çıkmaza girerek “çelişki var” zannına kapılabilir. Dolayısıyla Meal okuyan kişi sınırlarını bilmesi gerekir. O sınırlar nelerdir? Meal sadece çeviridir, bir çok kelime ve ayetlerin hedefi çeviri ile tam olarak anlaşılmadığından dolayı meal okuyan kişi ayeti belli bir hedef doğrultusunda kullanamaz. Yani mesela “bu konuda şu ayet var” diyerek ayeti zihnindeki konuyla alakalandırmamalı. Meal, ayetin ne için indiğini ve nasıl uygulandığını, onu nesheden bir ayet olup olmadığı hakkında bilgi vermediği için meal okuyan kişi ayetlerden hüküm çıkartamaz. Meal, kelime ve ayetlerdeki bağlantıyı kurmadığı için meal okuyan kişi bir yete bakarak çelişki yaşayabilir. Bu sebeple meal okuyan kişi anlamadığı/çeliştiği noktalarda mutlaka açıklamasının olduğunu bilmeli ve en iyisini Allah bilir diyebilmeli. Arapça zengin bir lisan olması sebebiyle bir kelimenin farklı manaları olabilmektedir. Çeviri, çeviren kişinin seçtiği mana ile şekillenir ve meal okuyan kişi çevirenin penceresinden bakmış olur. Dolayısıyla okuduğu meali tam olarak Allah’ın muradı olarak görmemeli. Mealin sadece bir çeviri olduğunun şuurunda olarak okumalı, ilahi kelama değil, çeviriye temkinli yaklaşmalı. 2- Ayetin ne için indiğini, ne beyan ettiğini, ne hüküm verdiğini, ne anlattığını derinlemesine anlamak. Bu okuma şekli mucize ilahi kelamın derinliklerine inmek için gereklidir. Meal cevizin kabuğudur. İçe ulaşmak için tefsir okumak gereklidir. 3. maddede zikredeceğimiz 15 ilim dalından icazetli ve çocukluğundan ölene kadar Kur’an ilimleriyle haşır neşir olan İslam alimlerinin ömrünün son demlerinde bütün birikimleriyle yazdığı tefsirler bizlere Kur’an’ı anlama yolunda en büyük yardımcı konumundadır. Bu tefsirlerden bazıları şunlardır İbn-i Kesir Kaynaklarıyla ayetlerin inişi ve ilk muhtap olan Hazreti Peygamber ve ashabı tarafından nasıl anlaşıldığına dair malumat verir. Tefsir-i Kebir İniş, anlaşılma gibi malumatların yanında kelimelerin tahlilini yapar ve derinliğine doğru iner. Ruhu’l Beyan Ayetlerin işari manalarını ortaya koyar ve perde arkasını gösterir. Nesefi, Beyzavi, Alusi gibi kısa izah yaparak kapalı olan noktalara ışık tutan tefsirler de vardır. 3- Ayetlerin anlamını ve hükümleri belli bir çaba ve gayretle çıkartmaya çalışmak. Kişi Kur’an’ı Kerimi kendi gayretleriyle, hiçbir meale bakmadan anlamak, inceliklerine vakıf olmak istiyorsa şu ilimleri tahsil etmek zorundadır 1- Lügat İlmi Kur’an-ı Kerimdeki her kelimenin asıl manasını bilmeye yarayan ilimdir. Mücahid Rahmetullahi Aleyh diyor ki “Allah’a ve kıyamet gününe iman eden kimsenin Arapça kelimelerin bütün manalarını iyice bilmeden Kur’an-ı Kerim hakkında ağzını açması caiz değildir.” Sadece bir kelimenin bir kaç manasını bilmek de yeterli değildir. Çünkü bir kelime birkaç manayı içine aldığı halde kişi bunlardan bir ikisini bilir. Halbuki orada gerçekten başka mana kastedilmiş olur. Taha suresinde geçen “Allah arşı istiva etti” ayetinde istiva kelimesinin diğer ayetlerle çatışan “oturdu” manasını almak da böyle bir hatadır. Bu lügat ilmini iyi bilmemekten kaynaklanmaktadır. 2-Nahv gramer ilmi İrabın, yani harekelerin değişmesi ve başka şekle girmesiyle mana tamamen değişir. İrabı bilmek ise nahv ilmine bağlıdır. 3- Sarf İlmi Bu ilmi bilmek gerekir. Çünkü kelimenin şekil ve binalarının değişmesi ile manaları tamamen değişir. İbni Faris Rahmetullahi Aleyh diyor ki “Sarf ilmini kaybeden çok şeyi kaybetmiştir.” 4- İştikak kelime türetme İlmi Bir kelime iki ayrı kökten meydana gelmiş ise onların manası da değişik olur. “Mesih” kelimesinin dokunmak manasına gelen “mesh” ve ölçek manasına gelen “mesahet” kökünden geldiği gibi. 5- Mania İlmi Bu ilimle sözün manaya göre dizilişi bilinir. 6- Beyan İlmi Bu ilimle sözün açık ve kapalı manaları, benzetme ve kinayeleri bilinir. 7- Bedi İlmi Bu ilimle sözün ifade etme bakımından güzellikleri bilinir. Bu üç ilme “İlmi belagat” denir ki, Kur’an tefsir edenin bilmesi gereken önemli ilim dallarındandır. Zira Kur’an-ı Kerim başlı başına bir mucizedir. Belağatı ile onun benzeri getirmekten herkesi aciz bırakan hali bilinir. 8- Kıraat İlmi Çeşitli okuyuşlar yüzünden farklı manalar anlaşılır. Böylece bir mananın diğeri üzerine tercihi bilinmiş olur. 9- Akaid İlmi Kuran’ı Kerim’de bazı ayetler vardır ki, onların zahiri manalarını Allah’u Zülcelal için kullanmak doğru değildir. Bu bakımdan onlarda bir tevile ihtiyaç doğar. Mesela Fetih Suresi 10. Ayette geçen “Allah’ın eli” ifadesi gibi. 10- Usul-ü Fıkıh İlmi Bununla bir delile dayanarak ve kaynağına inerek hüküm çıkarma yolları bilinir. 11- Sebeb-i Nuzül Ayetlerin iniş sebebini de iyi bilmek gerekir. İniş sebebini bilmekle mana daha açığa çıkar. Bazen mananın kendisini anlamak bile iniş sebebine bağlı olur. 12- Nasih ve Mensuh İlmi kur’an’da lafzı ve manası sonradan başka bir ayet ile kaldırılan ayetler bulunmaktadır. Bu ilim bilinmezse o ayetleri anlamak imkansızdır. 13- Fıkıh İlmi Bir şeyin teferruatı tam olarak kavranırsa onun bütünü tanınmış olur. 14- Hadis İlmi Kur’an-ı Kerimde tafsilatı zikredilmeyen ayetleri tefsir eden hadisleri de bilmek gerekir. 15- Vehbi İlim Bunların hepsinden sonra “Vehbi İlim” gerekir ki, Cenab-ı hakk’ın özel ihsanıdır. Onun hususi kullarına lutfeder. Bir Hadis-i Şerifte buyruluyor ki “Kim, Kur’an’ın hükümleri ve anlamı hakkında bilgisiz olarak konuşursa, Cehennemdeki yerine hazırlansın.” Tirmizi, Tefsir-i Kur’an 1 SONUÇ Kur’an bize “…..De ki “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Zümer 9 buyurur ve alimin ilmine dikkat çeker. Başka bir ayette “Bilmiyorsanız ilim erbâbına sorunuz. “ en-Nahl, 16/43 buyurarak bir konuda ihtisas sahibi olmayan kişinin o işi erbabına sorması gerektiği vurgulanır. Konu Allah’ın kelamı olunca daha titiz ve dikkatli olunması gerekir. “Kur’an apaçık bir kitap, herkes anlayabilir” gibi süslü sözler bizi Kur’an’ı kendi düşüncemize göre yorumlamaya itmemeli. Edebimizi takınmalı, haddimizi bilmeli ve Allah’ın sınırlarını aşmamalıyız.
Rüya tabirleri rüyanın nasıl gözüktüğü ve diğer rüyada görülen şeylerle bağlantılı olarak farklı anlamlara gelebilir. Rüyada ağlamak, bazen mutluluğa yorumlanırken bazen de kederle yorumlanır. İçindekiler1 Rüyada Hıçkırarak Ağlamak Ne Anlama Gelir?2 Rüyada Pişman Olduğu İçin Ağlamak3 Rüyada Sevinçten Ağlamak Rüyada Hıçkırarak Ağlamak Ne Anlama Gelir? Rüyada ağlıyorsanız ve gözyaşı soğuksa kişinin çok mutlu olacağına işarettir. Eğer gözyaşı sıcaksa kederli durumlar yaşanıp sıkıntılı haber alacağına işarettir. Hıçkırarak rüyada ağlamak kişinin çok mutlu olacağı bir haber alacağı anlamına gelir. Karşınızda bir insanın ağladığını gördüyseniz, Sizin dost gibi gördüğünüz kişiden sevindirici haber alacağınız anlamına gelir. Yine karşınızda ağlayan kişi erkek ise iş ile alakalı maddi konularda destek haberi alacağınız anlamına gelir. Karşınızda ağlayan kişi kadınsa çevrenizden sizi mutlu edecek hayırlı haber almanıza işaret eder. Diğer taraftan birçok kişinin ağlaması bir düğün ya da herhangi bir kalabalık ortamda bulunacağınız anlamına gelir. Rüyada iki gözünüzden de yaş gelmesi ise önünüzde iki yol olduğuna işarettir. Rüyada ağlarken mendil ile sildiğinizi gördüyseniz hayırlı kapıların açılacağı ya da herhangi bir mevlit ortamında da bulunabileceğiniz anlamına gelir. Rüyada Pişman Olduğu İçin Ağlamak Rüyada Pişman Olduğu İçin Ağlamak Diğer taraftan rüyada pişmanlık içinde tövbe ederek ağladığınızı gördüyseniz, kısa sürede manevi huzura ereceğiniz anlamına da gelir. Rüyada sessizce için için ağladığınız gördüyseniz eğer gerçekte Allah korkusu yaşadığınıza ve Allah’ın rahmeti geleceği anlamına gelir. Fakir bir kimse böle bir rüya görürse bolluk ve berekete nail olur. Rüyada Sevinçten Ağlamak Rüyada Sevinçten Ağlamak Rüyada sevinçten ağlamak, gerçek hayattakiyle aynı manaya gelir. Yani rüyada ağlamak, mutluluktan kaynaklanıyorsa Gerçekten de rahat bir hayata kavuşmaya yorumlanır. Mutlu ve huzurlu aileye kavuşulacağına ve sıkıntıların son bulacağına anlamına gelir. Eğer rüyada biri için ağladığınızı gördüyseniz. Ortaya bir iş çıkarıp ve maddi kazanca yorumlanır. Hasretin biteceği anlamına da gelir. Rüyada mezarda ağlamak ise pek hoş görülmez.
Gülizar Baki'nin haberi Çok sevdiğiniz ya da merak ettiğiniz biri mektup gönderse, okumaz mısınız? Hiç şüphesiz herkes heyecanla, merakla ve tekrar tekrar okur. Büyük İslam âlimi Hasan El Basrî, Kur'an'ın Allah'tan insana gelen bir risale mektup olduğunu söyler. Kur'an bir mektup ise, bizim de bunu gönderenin neyi anlatmak istediğini bilmemiz gerekir. Allah kelâmının 1400. yılı, Türkiye'de Kur'an Yılı olarak kutlanıyor. Kur'an okumak insanı neden rahatlatır? Din psikoloğu Prof. Dr. Ali Köse Kur'an okumak mümin kişiyi psikolojik olarak rahatlatır. Yaratıcı'yla, metafizik alanla bağ kurduğu hissini verir. Bu bağ bilincimizde varlığın anlamlandırılmasını sağlar. Ruhsal iletişimi sözlü hale getirir. Prof. Dr. Nevzat Tarhan İbadet ve duanın insana verilen peşin bir ücreti vardır Yalnız olmadığını hissetmek... İbadetin kişisel yararının yanında, sosyal alanda da faydaları var. Prof. Dr. Mehmet Emin Ay Kur'an müminler için ruha gıda, gönüllere şifa, kalplere ise huzur kaynağıdır. Aslında Kur'an okumak bir iman ve inanç meselesidir. Şunu da unutmamalı; Kur'an'ın bizim okumamıza ihtiyacı yok, biz onu okumaya muhtacız! Anlamını bilmesek de neden Kur'an orijinalinden okunmalı? Prof. Dr. Ali Köse Kur'an'dan zevk almak için Arapçasının ne ifade ettiğini anlamak şart değil. Din dediğimiz şey esasen duygudur, histir. İnsanlar Kur'an dinlerken anlamını bilmedikleri halde neden hisleniyorlar, gözyaşı akıtıyorlar? Çünkü o metinle Allah'ın kendilerine hitap ettiğini hissediyorlar. Kur'an okumanın o bağı kurduğunu düşünüyorlar. Ali Bulaç Kur'an'dan azami faydayı sağlamak için usulüne uygun okumak gerekir. Kur'an okumak sünnet, dinlemesi farzdır. Okurken acele etmemeli, anlamını bilmiyorsak dahi, lafızların fonetiğine dikkat edip bize verdiği mesajı algılamaya çalışmalıyız. Çünkü Kur'an'ın fonetiğinde müjde verici ve uyarıcı/korkutucu ayetlerdeki ton ve vurgular farklıdır. Hiç okuma yazma bilmeyen bir çoban dahi bunu fark edebilir. Kur'an okumak bir ibadettir. Çünkü lafzı da kutsaldır. Bu yüzden namazda başka dilden ayet okunamaz. Her gün mutlaka az veya çok –asgari çeyrek cüz- Kur'an okumakta ve güvenilir bir meal veya tefsirden okuduğumuzun anlamı üzerinde tefekkür etmemizde fayda var. Çocuklara Kur'an nasıl sevdirilebilir? Prof. Dr. Ali Köse Kur'an öğretimini eğlenceli ortamlarda yapmalıyız. Mesela çocuğun neşesiz, yorgun olduğu bir zamanda "Hadi biraz Kur'an oku!" dememeliyiz. Çocuk kendisine Kur'an'ı öğretecek kişi ile olumlu bir duygusal bağ kuramıyorsa iyi sonuç almak mümkün değildir. Çocukları zorlamamalıyız. Kur'an öğrenmeyi ödüllü hale getirmek de güzel bir şey. Çocuklarımız diğer alanlarda başarılı bir iş yaptığında nasıl ödüllendirmeyi düşünüyorsak Kur'an konusunda da aynı şekilde ödüllendirmeliyiz. Kur'an öğrenmeyi onların boynunun borcu olarak görmemeliyiz. Ödülün illaki maddi olması şart değildir. Çocuğun duygusal özelliklerine göre davranmak gerekir. Bazen bir "aferin" demek, onu kucaklayıp öpmek bile yeterli olabilir. Ali Bulaç Kur'an ayetlerinden hıfzetmek önemlidir. Ezber, düşünüldüğünün aksine zihni geliştirir. Bu yüzden çocuklarımıza mümkün oranda fazla ayet ezberletmeye bakmalıyız, bu, derslerinde ve algılarının derinlik kazanmasında onlara katkı sağlar. 'Yanlış okuyorum' endişesiyle Kur'an okumamak doğru mu? Prof. Dr. Ali Köse'nin dikkat çektiği ve Kur'an üzerine çalışmalar yapan bütün alimlerin mutabık olduğu ise "Yanlış okurum" endişesi ile Kur'an'dan uzaklaşmak. Hatalı bir endişe olduğunu vurguluyor ve "Ama doğru okumak için de gayret şart." şeklinde uyarmayı da ihmal etmiyor. Köse, "Telaffuz konusunda herkes aynı mahareti gösteremez. Şöyle düşünelim. Biz Türkçe konuşuyoruz. Ama bunu birçok şive veya aksanla gerçekleştiriyoruz. Kur'an okumayı da böyle düşünelim. Herkes her kelimeyi standart bir şekilde seslendiremeyebilir. Bu nedenle isteyen herkes Kur'an okumalı, hata yaparım endişesine kapılmamalı." En güzel okuyanlar Suat Yıldırım, üç yüz kadar tanınmış kari'nin okuyucu hatimlerinin dinlenebileceği sitesini öneriyor. Ali Köse, rahmetli İsmail Biçer'i dinliyormuş. Mehmet Emin Ay'ın tavsiye ettiği Kur'an okuyucuları; Mısırlı Hafız Muhammed Sıddık Minşavi ve Fatih Çollak. "Kur'an okuyan, Rabb'i ile münacat ettiği bilincinde olmalıdır" Tefsir hocası Prof. Dr. Suat Yıldırım Hoca, Kur'an okumanın adabını anlattı. Birçoğumuzun merak ettiği sorulara içtenlikle cevap verdi. Kur'an-ı Kerim sesli mi yoksa içten mi okunmalı? İçinden okuma yerine, Mushaf-ı Şerif'e bakarak tane tane hafifçe sesli okuma daha makbul ve daha sevaptır. Zira bu durumda hafızadan başka, göz ve kulak da işe dâhil olur, onlar da hisselerini alır. Herkes çok iyi okuyamıyor, yanlış bir şekilde okunması mahzurlu olmaz mı? Yanlış okurum diye Kur'an'dan uzak durmak kesinlikle yanlış! Hatta Efendimiz sas, zorlanarak okuyanın daha fazla sevap kazanacağını bildirmiştir. İnsanlar neden Kur'an okumalı? Yüce Allah, kâinatın sonsuz genişliği içinde bir zerre hükmünde olan insanı muhatap alıyor, böylece ona pek yüksek bir mevki veriyor. Ona katından bir mesaj, bir mektup gönderiyor. Bu mektupta ona iltifatlar, teselliler, müjdeler, yerine göre karşılaşabileceği tehlikelere karşı uyarmalar, ibretli olaylar, okumaya doyamayacağı cazip ayrıntılar, tatlı sürprizler var. Yapacağı işler hakkında komutanından günlük emir alan bir asker gibi kul, Kur'an okuyarak Rabb'inin talimatını alır. Annesine, babasına hasret bir asker, onlardan gelen mektubu, arada bir tekrar okuyarak teselli bulduğu gibi kul da, şefkatli Rabb'inin iltifat, teselli ve uyarı dolu kitabını okumalıdır. Bir kişi Kur'an'ı anlamadığı halde neden orijinal dilinde okumalı? Çünkü Kur'an olma sıfatı, yalnız o metne mahsustur. Meal ve tercümelerine "Kur'an" denilmez. Herhangi bir şiirin bile tam tercümesi mümkün değildir. Aslındaki duygu, vurgu ve çağrışımları taşıyamaz. Dil ve edebiyattan anlayan herkes bunu kabul eder. Bu ilahi kelam, Müslümanların birliğinin direğidir. Meal ne durumda okunmalı? Meal, Kur'an'ın kelimesi kelimesine tercümesi olmayıp, çok kısa bir tefsiri durumundadır. İnsanlar meali düşünerek okuma suretiyle, kutsal kitabımızın mesajına toplu ve yaklaşık olarak ulaşabilirler. Meali böyle bir dikkatle okuma, Kur'an'a ve onu gönderen Allah'a karşı gerekli bir görevdir. D
kuran okurken aglamak ne anlama gelir